Boka Körfezi’nin İncileri – Kotor ve Perast
- Gülser S.
- 2 Haz 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Ağu 2024
2022 yılının Nisan ayında Tivat’a uçak bileti aldığımda beni nasıl bir maceranın beklediğini henüz bilmiyordum. İstanbul’dan bir saatlik bir uçuşla Tivat Havalimanı'na inerken içimdeki heyecanı tarif edemem. Yüksek dağların üzerinden denize doğru süzülen küçük uçağımızdan indiğimde, minicik bu havaalanının bile ne kadar huzurlu olduğunu hissettim.
Nedense ilk gitmek istediğim yer Kotor olmuştu. Tarihi ve tarihi yerleri çok severim. Tivat’a 11 km uzaklıkta fakat bambaşka bir dünya. Tüneli aşıp Kotor Körfezi'ni görünce, adeta cennete gelmiş gibi hissetmiştim. Kotor Körfezi'ne Boka Kotorska denmektedir. Eski şehrin merkezinde bir apartta üç gece tek başıma kaldım. Hava da güzel olunca, etrafı daha bir keyifle gezdim ve bilgi sahibi oldum. Gelin isterseniz, 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklenmiş Kotor’dan biraz bahsedelim:
Emsalsiz ışık ve renklerin eşliğinde Orjen (1878 m) ve Lovćen (1749 m) dağlarının eteklerine konumlanan bu şehir, "Catarum" (Latince: Acruvium) ismiyle 4. ve 5. yüzyıllarda Bizans yönetimi altında kurulduğu bilinir. Şehir, San Giovanni (Sveti Ivan) kalesine kadar uzanan duvarlarla çevrelenmiştir. Duvar uzunluğu 5 km, yüksekliği 20 m, genişliği ise 2-15 m olarak değişmektedir. 9. yüzyılda inşasına başlanan ve daha sonra büyütülen kale, denizden 280 m yükseklikte konumlanır. Şehirden kaleye 1426 basamak vardır. Açık hava müzesi olduğu için tarihi merkezin arka sol bölümünde giriş noktası mevcuttur. Çok sıcaklarda tırmanış zor olacağından, sabah erken saatlerde ve yanınıza yeterince su alarak ve dinlenerek çıkmanızı tavsiye ederim.
Yukarıya doğru yürüdükçe muhteşem bir körfez manzarasını defalarca fotoğraflamak isteyeceksiniz. Mavi ve yeşilin tonları, tarihi kent renkleriyle birleşince, yeryüzünde böyle bir yeri görmenizi mümkün kılan ne varsa şükredeceksiniz. Kotor, aynı zamanda kruvaziyer gemilerinin uğrak limanıdır. Binlerce insan bu antik şehri görmek için gelir ve dar sokaklarını turlayıp restoran ve kafeleri doldurur. Merkezde butikler, kuyumcular, hediyelik eşya dükkanları vb. bulabilirsiniz. Kotor’un kedileri de meşhurdur.
Merkezde bulunan Sveti Tripun Katedrali, Orta Çağ Kotor’unun en önemli yapısıdır. 1166 yılında inşa edilmiştir. Romanesk tarzda yapılmış olup deprem sonrası tadilatla içi Rönesans barok görünümünü almıştır. Gotik heykeller vardır. Dört mihrap Venedik’ten getirilmiştir. Dünyanın en eski katedrallerinden biridir.
Sveti Luka Kilisesi ise Piazza Greca’da bulunur ve bir zamanlar Katolik ve Ortodoks inancına sahip halk tarafından aynı anda kullanılmıştır. 12. yüzyıl sonlarına doğru inşa edilmiştir. Bazı bölümlerini ünlü Kotorlu kuyumcuların yaptığı ikonalar süsler. Şehirde ayrıca saraylar yer alır: Bizanti Sarayı, Buca Sarayı, Pima Sarayı vb. Kotor Müzesi'nde ise Roma-Bizans mozaikleri ve tarihi arşiv bulunur. Denizcilik Müzesi de vardır.
Kotor’un biraz kuzeyinde ise şirin ve sakin bir kasaba olan Perast yer alır. Perast, ilk defa tarihte 1326 yılında “Parestum” olarak anılmıştır. Barok ve Rönesans mimarisi, bir zamanlar körfezdeki zenginliğin göstergesidir.
Perast denizciliğin de merkezi olmuştur ve Boka donanması burada oluşturulmuştur. Kasabadaki 16 saraydan bazıları kaptanlara aittir. Kaptan Marko Martinović, burada ilk Denizcilik Okulu'nu 16. yüzyılda kurmuştur. Okulda daha sonra ünlü olan birçok amiral, özellikle Rus donanmasının amiralleri yetişmiştir.
Perast’ın önünde iki küçük ada bulunmaktadır: 12. yüzyıldan kalma Sveti Đorđe (Aziz George) ve Gospa od Škrpjela (Our Lady on the Rocks). İkinci ada suni bir adadır. Rivayete göre, 22 Temmuz 1452’de Mortešić kardeşlerden biri kayalığın üzerinde Aziz Meryem Ana’nın ikonasını bulur ve evinde saklar. İyileştikten sonra, denize açılanlar her dönüşlerinde taşları kayalığa bırakarak ve eskimiş gemileri batırarak bir ada oluşturmuş (3030 m²) ve daha sonra 1630’da üzerine kilise inşa etmişlerdir. 17. yüzyılda Perast'ta doğmuş olan Tripo Kokolja’nın 68 adet tuvali bu kilisede sergilenir. Ayrıca yine Perastlı Jacinta Kunic-Miljovic’in 25 yılda işlediği duvar halısı görülebilir. Halıda altın ve gümüş ipler ve ayrıca kendi saçını kullanmıştır.
Perast’ta Temmuz ve Ağustos aylarında farklı etkinlikler düzenlenir. Bunlardan birisi de geleneksel “Fasinada” etkinliğidir. 22 Temmuz gün batımında halk, teknelerle taş taşır ve Gospa od Škrpjela adasına bırakır. Ağustos ayında ise Dalmaçya ve Karadağ arasında geleneksel şarkılarını seslendirirler.
Sanırım Kotor ve Perast’ı sizlere biraz olsun tanıtabildim. Tabii ne kadar anlatsam da, gelip görmeye benzemiyor. Umarım bir gün sizleri burada karşılayabilir, bu güzellikleri yakından gösterme imkanı bulabilirim.
Mesafeler:
Kotor-Tivat: 11 km
Kotor-Budva: 23km
Kotor-Dubrovnik: 91km
Kotor-Podgorica: 87km


















Yorumlar